Esma-ül Hüsna ve Bilincin Yükselişi: Birimsellikten Bütünselliğe
Sevgili Dostlarım,
Esma-ül Hüsna’nın etkisini anlamak, belki de yolculuğumuzdaki en önemli adımlardan biridir. Çünkü bu fark ediş, zihinsel, bedensel ve ruhsal alanlarda muazzam bir potansiyel artışı yaratır. Düşünce kapasitemiz ve farkındalığımız yükselmeden bu bütünsel bilinci tam anlamıyla yaşayamasak da, her ulu ağacın bir tohumdan başladığını bilmeliyiz.
Bu yazıdan alacağınız her fikrin, varoluşun kaynağından gelen kuvvetle birleşip hayatınıza yeni bir bakış açısı kazandırmasını temenni ediyorum. Beyin ve bilinç oluşmaya başladığında, kendimizi “ben” olarak tanımlar ve birimsel bir yapı sergileriz. Yani, hayatımız boyunca kendimiz için kararlar alır, yönlendirmeler yapar ve deneyimler kazanırız. Zaman geçtikçe, bu birimsel sistem belli düşünce şablonları ve bakış açıları geliştirir ve bu şablonlar, kendimizi ve çevremizi nasıl değerlendirdiğimizde en büyük etken haline gelir.
Her geçen gün bu şablonlar derinleşir ve birimselliğimiz pekişir. Zamanla düşüncelerimiz, davranışlarımız ve sözlerimiz neredeyse otomatik hale gelir. Kendinize bir sorun: Her gün elinizi saçınıza kaç kere götürüyorsunuz ve bunu kaç defasında gerçekten fark ediyorsunuz? Aynı soruları cevaplamak, aynı yollardan geçmek, aynı insanlarla konuşmak… Tüm bunlar birbirine benzemeye başlıyor, değil mi?
Birimsellik, zamanla yaratılmış olan her şeyle olan bütünlüğümüzü görmemizi engelleyen kalın bir perde haline gelir. Oysa çevremizdeki tüm sistemler—doğa, gezegenler, hücreler—nasıl da birbirine bağlı ve uyum içinde çalışıyor. İşte bu noktada, bilincimizin birimselliğini fark edip Esma-ül Hüsna’nın yoluna yöneldiğimizde, her şeyin kaynağından gelip, her an her yöne yayılan sonsuz gücün ahengini görmeye başlarız. Çünkü bu yol, bize birliğin ve bütünlüğün gücünü en derin şekilde anlatan yoldur.
Yaratılmış her şeyin, en küçük zerreden en büyük kürelere kadar, bir bilinci vardır. İnsan olarak bize verilen en büyük hediye olan akıl ise, bu yaratılış düzenini anlama ve deneyimleme gücüdür. Bu akıl, Yaratıcı’nın sınırsız özelliklerini yansıtan bir ayna gibidir. Biz, bu potansiyel gücü kullanmayı öğrenip, sanatsal bir ustalıkla yaşamımızı şekillendirdiğimizde, dünyayı tamamen farklı bir gözle görmeye başlarız. Birimsellikten bütünselliğe adım attığımızda fark ederiz ki, dünyanın öbür ucunda ağlayan bir çocuğun bile yaşam dediğimiz bu büyük varoluşun içinde büyük bir önemi vardır. O çocuğun bilincinde biriken acı, belki bir gün başka birinin hayatına yansıyacak ve o kişi de başka birine aktaracaktır. Bu zincir, sonunda devasa bir etkiye dönüşecektir.
Esma-ül Hüsna, bize evrendeki düzeni ve bu düzenin kaynağını anlatan muazzam bir bilgi sistemidir. Bu ilahi isimler, bizlerin evrensel bütünlüğün bir parçası olduğunu ve evrenin, yansıttığımız her enerjiyle yeniden şekillendiğini hatırlatır. Düşünün ki, görünmez ipliklerle birbirimize ve tüm yaratılışa bağlıyız. Bu iplikler Esmaların kendisidir. Esmaların derin bilincini keşfetmeye başladığınızda, şimdi hayal bile edemediğiniz ufukların önünüzde açıldığını göreceksiniz. Bireysel gücünüzü keşfettikçe, bunu bütünün iyiliği için nasıl yansıtabileceğinizi de öğrenmiş olacaksınız.
Bu bilinçle yükselmeniz dileğiyle…
Sevgilerimle,
Levent AKKAYA / Rota Danışmanlık